REKLAM ALANI




   
REKLAM ALANI
REKLAM ALANI
0 546 432 3209
REKLAM ALANI
REKLAM ALANI
BİLİM ODASI
(DENEY SAYFASI)
İletişim

Eğitim İnternet Kafe

+(90) 324 751 75 10
 


Mehmet SANİ

+(90) 536 689 29 47


 

Mail Adresimiz
 

mehmetsani54@hotmail.com

 

 

 


 

AK Parti Mersin Milletvekili ve Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı Çiğdem Münevver Ökten’in Arslanköy ‘ün kurtuluşu ve Arslanköy olayları ile ilgili Mecliste yaptığı konuşma

Değerli milletvekilleri, milletimiz Kurtuluş Savaşı esnasında her bölgede gösterdiği olağanüstü cesaret ve kahramanlıklarla işgal kuvvetlerini hezimete uğratmış ve bağımsızlığını elde etmiştir.

İşte, Akdeniz Bölgesi'nde, Mersin'imize 55 kilometre uzaklıkta ve 2 bin rakımlı bir yörük köyünde yaşayan Efrenkliler, işgalci Fransızlar ve onların işbirlikçisi Ermeni çetelerini milis kuvvetlerimizin yardımı olmadan bütün işgalcileri yok ederek bir destan yazmışlardır.

Bütün Efrenklilerin birebir mücadelesi ile kazanılan bu zafer Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün onayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisinde taçlandırılmış ve tıpkı Antep'e, Maraş'a verilen unvan gibi Efrenk'e de, arslan gibi, cengâverce savaştıkları ve muvaffak oldukları için "Arslanköy" unvanı verilmiştir. 1 Mart Arslanköy'ün kurtuluşu olarak tarihe geçmiştir.

Arslanköy yalnız Kurtuluş Savaşı'na destan yazmamıştır değerli milletvekilleri. Türk siyasi tarihine "46 olayları" olarak geçen ve 1947 yılındaki muhtarlık seçimlerinde gösterdikleri dirayetle, cesaretle ve demokrasi aşkıyla da bir meydan okuma ve direniş örneği göstermişlerdir. Bu direniş ve destanda yine Anadolu kadını başroldedir. Arslanköy'de "46 hadisesi" diye bilinen olay cumhuriyet tarihimizin ilk yıllarının en önemli olayıdır. Çünkü çok partili sisteme geçtikten bir yıl sonra tüm Türkiye genelinde 1947 yılında muhtarlık seçimleri CHP ve Demokrat Partinin serbest ortamda ilk defa yarıştıkları bir dönemdir.

Halk uzun yıllardan sonra ilk kez tercihini değiştirme şansını elde etmiş ve bunu da büyük bir iştiyak ve disiplinle sandığa yansıtmıştır. Ancak oylamadaki "açık oy, kapalı tasnif" şekli, oylama sonucunun antidemokratik olmasına neden olmuş, halkın tercihleri ne yazık ki sandıklardan çıkmamıştır. Bu durum bütün Türkiye genelinde itirazlara ve tepkilere neden olmuştur. Ancak yine Arslanköy farklılığını ortaya koyarak, oylarına sahip çıkma adına ölümü dahi göze almış, kadınları ile birlikte demokratikleşme yolunda mihenk taşı oluşturacak bir direniş sergilemişlerdir.

Usulüne uygun yapılan muhtarlık seçimlerinde oyların tasnifi sırasında Demokrat Parti adayının 566 oy ve eski muhtarın 54 oy alması sonucunda muhtarlık seçimi için kullanılmış olan oy pusulaları tekrar sandıklara konularak mühürlenmiş ve öğretmen Mustafa Kubilay'a teslim edilmiştir. Ne yazık ki iktidar partisinin muhtarı seçimi kaybettiğini anlayınca dönemin valisine durumu bildirip seçimlerin yenilenmesi talebinde bulunmuştur.

25 Şubat günü Arslanköy'e yeni seçim için gelen komisyon, seçimlerin kanunsuz yapıldığını, seçimin yeniden halkevlerinde yapılacağını duyurmuştur. Israrla, yeni oy sandığına değil, eski oy sandığının içerisindeki oyların çıkarılarak tekrar oy atılmasını istemiştir. Ancak Mustafa Kubilay sandığı halktan aldığını, onu ancak halka teslim edeceğini bildirmiştir.

Valinin emri doğrultusunda, eski muhtarı halkın istememesine rağmen seçtirmeyi kafasına koyan jandarma komutanı askerlerine öğretmen Mustafa Kubilay'ın kapısının zorla kırılarak sandığın alınmasını emretmiş, ancak özellikle Arslanköylü kadınlar tarafından büyük bir mukavemetle karşılaşmışlardır. "Rey bizim namusumuzdur, bizim şerefimizdir. Bizler devletimize hiçbir zaman karşı gelmedik. Biz, demokrasi adına antidemokratik bir tutuma karşı geldik ve bu bizim için namus kadar, şeref kadar, vatan kadar kıymetlidir. Kimse bizim elimizden oyumuzu alamaz. Biz bu toprakları düşmanlardan kazandık, sandıktan da bağımsız verdiğimiz oylarımızla zaferle çıkmak istiyoruz." dediler, oy sandığını vermediler. Bunun üzerine, yaşları 19 ile 60 arasındaki çoğunluğu kadın tutuklulardan oluşan 47 kişi bu tarihten sonra Türk Ceza Kanunu'nun 190'ıncı, 149'uncu ve 172'nci maddeleriyle bilfiil isyan ve buna iştirak iddiasıyla Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandılar. 23 Şubat 1947'de Arslanköy'de yaşananlar ne bir isyan ne bir halk ayaklanması ne de basit bir parti çekişmesidir. Bu davanın tek canlı şahidi

Havana Koç, şu anda 95 yaşındadır ve o tarihte doğan kızına diğer kadınlar gibi "Hadise" adını vermiştir.

Geçmişi büyük fedakârlıklar ve başarılarla dolu Arslanköy halkı, ülkemizde demokrasinin yeşermesinde, gelişmesinde üzerine düşeni layıkıyla yerine getirmiş, tüm olumsuzluklara ve baskılara rağmen vermiş olduğu oyu canı pahasına korumuş, namus olarak nitelendirdiği oy sandığını siyasi çirkin emellere alet etmemiştir.

Ben, bu demokrasi adına verilmiş olan mücadelede kadınlarımızı saygıyla anıyorum, rahmetli olanlara Allah'tan rahmet diliyorum. 



1532 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam49
Toplam Ziyaret586000
GÜLNAR NÖBETÇİ ECZANE
buraya tıklayınız
Facebook Sayfası

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.297332.4267
Euro34.583134.7217
Site Haritası
Üyelik Girişi